Epoksinin Tarihi

Kimyasal esaslı yapıştırıcı bir reçine olan ve çok değişik amaçlar için modern alanların zemin kaplamasında uygulanan epoksi; su, asit ve alkaliye karşı yüksek mukavemet gösteren, estetik görünümü ile göz dolduran yeni nesil yer kaplama çözümlerinden bir tanesidir. Keşfedildiği ilk yıllarda yüksek yapıştırma gücü ile çeşitli alanlarda devamlılığı sağlayan yapıştırıcı olarak kullanılsa da sahip olduğu bileşen özellikleri nedeni ile özellikle son dönemlerde zeminler için uygulanmaya başlayan Epoksi, yapı sistemlerine modife edilmiş mükemmel bir reçinedir.

İnşaat sektörü, ilaç sanayisi, taşımacılık sektörü başta olmak üzere daha pek çok alanda kullanılan, dayanım gücü, sürtünmeye karşı mukavemeti ve hijyene müsait yapısı ile tercih sebebi olan bu madde, tüm bu üstün özellikleri ile zeminlerin yegane kaplama çözümlerini oluşturmaktadır.

Likit bir yapıya sahip olan kullanılacağı alanlara uygulanmasının ardından sertleşerek yek pare bir görünüm oluşturan epoksi, kelime anlamı olarak epi ve oxy hecelerinin birleşmesi ile meydana gelen "üzerinde" ve "asit" manası taşıyan güçlü bir yapıştırıcıdır.

Solvent içermeyen, kokusu bulunmayan, kaymaz özelliklere sahip olan bu reçine, kolay uygulama özellikleri ve ekonomik fiyatları ile son yıllarda keşfedilen ve son derece üstün özelliklere sahip olan bir bileşendir. Demirlerin, taze betonların eski betonlara yapıştırılmasında kullanılan, yalıtımda, kolonların montajında büyük konfor sağlayan epoksi, boya, astar, su altı imalatları ve endüstriyel sahalarda uygulanan bir yöntemdir. Tekstil fabrikaları, hayvan çiftlikleri, hastaneler, okullar, elektrik santralleri, oto parklar, spor sahaları ve depolar kullanıldığı diğer alanların başında gelmektedir.